Zaman denen makinanın içinden bir kum tanesi sayacı gibi akıp gidiyoruz. İşten güçten , yorgunluktan , yoğunluktan kendimize ne kadar zaman ayırıp yeni şeyler keşfedebiliyoruz.
Şahsen benim için uzun zaman oldu yeni şeyler keşfetme arzusu.Yeni okuduğum kitapların içinde ki hayatlar ve insanlar hariç .
Yaşadığım her duygu yoğunluğunun anlamları çok farklı şu sıralar. Ben bu kaostan ne zaman çıkacağım bilmiyorum. Gözleri gözlerime değdiğinde içimde bir şeyler kıpırdıyor.Bakmamak için diretiyorum mesela ama bazen başarılı bazen başarısız oluyorum. Bu duyguların hükmü mü arzuların mı teslim oluyorum. Daha fazlasını istiyorum hep . Köşede karşılaşıp çarpışmak , yanlışlıkla dokunmak istiyorum..Bana bakınca aptalca gülüyorum.Onu aslında kıskandırmakta istiyorum.Ama tam tersini yaşıyorum belki hayatımda gördüğüm en çirkin kadından bile kıskanıyorum.
Hani diyorum ya arada acaba elde edememe duygusu mu ya da geçici bir boşluk mu ?
Hayır değil çok net hoşlanıyorum.Bu duyguları yaşamak gerçekten çok güzel.Karşılığını göreyim ya da görmeyeyim . Evet cesaretimin kırıldığı noktalarda olabilir.Ama bu hiçbir şeyin olamadığı anlamına gelmiyor. Ya da pes etmem gerektiğinin.
Şu sıralar kendi dünyamdan ayrı olaylar yaşıyorum.Aslında neler olduğunu belki bir kitabımda anlatabilirim. Önce devrik bir yaşantımın kırıntılarını toplayıp süzgeçten geçirdikten sonra ortaya müthiş eğlenceli bir o kadar da dramatik şeylerin çıkacağını umuyorum.Belki de süzgeçte kalan büyük kırıntıların hayal kırıkları ile yaşamayı seçiyorum..
Tüm cümlelerin içinde hep belki ya da keşkerimin çok olduğunun da farkındayım.
Ama hayat zaten hep keşke ve belkilerle geçmiyor mu ?
ah bu hayat ah yaaa :)
YanıtlaSilDeep'ten geldim takipteyim sevgiler
YanıtlaSilahh deeptone ahh :D tşk ederim.
YanıtlaSilSertaç Hoş geldin ,
YanıtlaSilTakibine sevindim. Hemen geri dönüşü yapıyorum .Sana da sevgiler. :)