Birde açıp baktım ki 2016 yılında hiç yazı yazmamış kendi halinde boş vakitler harcamışım. Ne güzeldi Yasemin'imle çalışma arkadaşımın teşviki ile güzel şeyler biriktirmem. Hayat denen kaostan , vakit bulamamaktan yakınan bizler aslında bize sunulan yerden yaşamaya devam ediyoruz .
Kendimi bulmak için kaybetmem gerektiğini , özlediğimi anlamam için dokunmam gerektiğini unutturan her şeyden elimi , eteğimi çekmem gerektiğinin farkında olup utanarak bu satırları yazıyorum. Ben ki zatı muhterem okumaya ve yazmaya aç , susuzumdur .
Bu geçen vakitlerde yaş ilerledikçe , olgunluk ve tecrübe terimini yaşayarak ve çok değil yakın geçmişe bakarak bazen çok uçuk ama mutlu yaşadığımı gözlemleyebiliyorum. Size verilen sorumlulukların altında ezilip , dayatılan bir takım şeyleri sineye çekerek devam ediyorsunuz çünkü .
Devrik cümleler kurup , devrik yaşamayı seviyorum. Ağladığımda insan olduğumu bir kalbim olduğunu bu klasik sözlerle telaffuz ediyorum. Hayatımıza aldığımız uzun süre var olan arkadaşlığımız yavaş yavaş tükenip bir yenisi eklenirken , annemin terimi ile ayran gönüllü yüreğim yine bulduğunu sandığı prensi için kıyımlar , yıkımlar harcayarak arayış içinde olmadan , karşısına çıkan ve anı yaşaması için her uygun fırsatı değerlendiren ve hiç yılmadan bir sonrakine başlamaya meyilli olan ve en fazla 4 hafta hayatta kalabilen tuhaf anlardan ibaret ..
Bir önce ki yazımda nasıl bu kadar hemen derinden hissedebilen acı çekmeye meyilli olduğumu okudukça ulan ne alaka aşık bile değilim dediğim zaman kendime şaşıp kalıyorum.
Sizde olayları kafanızda kurup , yaşayıp giriş gelişme sonuç yaratıyor musunuz ?
Yoksa bana özgü mü ?
Bazen gözlerimle göremediğim ama aslında bana yakın olan , olmasından korktuğum gerçek duygunun çok uzaklarda olmadığını biliyorum.