27 Şubat 2015 Cuma

ONLA SARHOŞ OLMADAN ..

Zaman denen makinanın içinden bir kum tanesi sayacı gibi akıp gidiyoruz. İşten güçten , yorgunluktan , yoğunluktan kendimize ne kadar zaman ayırıp yeni şeyler keşfedebiliyoruz.
Şahsen benim için uzun zaman oldu yeni şeyler keşfetme arzusu.Yeni okuduğum kitapların içinde ki hayatlar ve insanlar hariç .

Yaşadığım her duygu yoğunluğunun anlamları çok farklı şu sıralar. Ben bu kaostan ne zaman çıkacağım bilmiyorum. Gözleri gözlerime değdiğinde içimde bir şeyler kıpırdıyor.Bakmamak için diretiyorum mesela ama bazen başarılı bazen başarısız oluyorum. Bu duyguların hükmü mü arzuların mı teslim oluyorum. Daha fazlasını istiyorum hep . Köşede karşılaşıp çarpışmak , yanlışlıkla dokunmak istiyorum..Bana bakınca aptalca gülüyorum.Onu aslında kıskandırmakta istiyorum.Ama tam tersini yaşıyorum belki hayatımda gördüğüm en çirkin kadından bile kıskanıyorum.
Hani diyorum ya arada acaba elde edememe duygusu mu ya da geçici bir boşluk mu ?

Hayır değil çok net hoşlanıyorum.Bu duyguları yaşamak gerçekten çok güzel.Karşılığını göreyim ya da görmeyeyim . Evet cesaretimin kırıldığı noktalarda olabilir.Ama bu hiçbir şeyin olamadığı anlamına gelmiyor. Ya da pes etmem gerektiğinin.



Şu sıralar kendi dünyamdan ayrı olaylar yaşıyorum.Aslında neler olduğunu belki bir kitabımda anlatabilirim. Önce devrik bir yaşantımın kırıntılarını toplayıp süzgeçten geçirdikten sonra ortaya müthiş eğlenceli bir o kadar da dramatik şeylerin çıkacağını umuyorum.Belki de süzgeçte kalan büyük kırıntıların hayal kırıkları ile yaşamayı seçiyorum..

Tüm cümlelerin içinde hep belki ya da keşkerimin çok olduğunun da farkındayım.
Ama hayat zaten hep keşke ve belkilerle geçmiyor mu ?


20 Şubat 2015 Cuma

RUHUN RUHUMA

Ne hissetiğini bilmeyen küçük bir kız çoçuğunun boşluğun için de anlamsızca dolandığını , ne tarafa gitmesi gerektiğini bilmediğini görüyorum. Ona yardım etmek istiyorum ellerimi uzatıyorum ama beni görmüyor. Güçlü olmasın küçük kız..Ve artık bir karar vermelisin yoksa bu boşluk seni içine hapseder ...



Sahi neydi bu boşluk ve hep kaybolmuşluk hissi.. Kendini ne kadar kandırabilir bir insan , kendini nasıl bu kadar itebilir , diretebilir ..
Ağlamak istiyorsan ağla , gülmek istiyorsan gül ..Red edil ya da kabul görül..
Ama en beteri kendine acıma..acındırma..
Kendin ol ..Kaybedebileceğin ne var , kaybetsen ne değişir ..
Belki yeni başlangıç bile yaşayabilirsin..Gülümse en büyük silahın olsun hatta gamzelerini göstermekten bile çekinme..Çelişkiye düşme..Aşık ol..acı çek ..ya da sev...




Bu bir bunalmış ruh tasviridir. Tamamen hayal ürünü bilinç altı yanılmasıdır..
Hayat aktığı yerden devam etmektedir...

16 Şubat 2015 Pazartesi

BU BİR İNSANLIK MESELESİDİR..

Hayatınızda ufak ufak değişiklikler yapmak her zaman iyi gelir. Yeni bir kitaba başlamak gibi hayat karşımıza enteresan yeni olaylar çıkartır. Hayatı farkında yaşamak bilinçli adımlar atmamıza , kendi dünyamızın pürüzsüz en azından adımlarımızın düzgün olmasına neden olur.

Türkiye gündemimizde birçok olayı aştık derken yeni bir şey daha ekleniyor. Ülkemi eleştirmeksizin ve bir hukuk sektöründe çalıştığım halde bu ülkede adaletin olmadığı görüşündeyim. Hepimiz kapitalist sistemin kölesi olarak hayatımıza devam ediyoruz . Hakkımızı ne kadar savunup savunmadığımız ise mechul.

Hepimizde biliyoruz ki daha iki gün önce gencecik bir kızın vahşice öldürüldüğü bir annenin hıçkırıklarıyla boğulduğunu izledik. Hepimiz ne kadar da üzülsek aynı olay insanın kendi başına gelmeden anlayamayız.
20 Yaşında ki bu gencecik kıza önce tecavüz edip , ardından bıçaklayıp , sonra yakıp bir dere kenarına atan bir vahşi pisliğin insan bile diyemiyorum bu dünya da nefes almaya bile hakkı yok.
Böyle olaylar aslında o kadar çok ki bu olay sosyal medya yoluyla herkese aktarıldığı için çok büyük tepki topladı. Ki toplanmalıydı..
Böyle bir olayı bile alttan alan küçük beyin teşircileri ülkemizde çok mu çok fazla.
Bu insanlar önce beyinciklerini geliştirip sonra sosyal medya üzerinden eleştirmeye kalkışmalı.
Sonra hak iddadan bahsetmesin bu pislikler. Ülke gündeminde magazinde olan insanlar , sıradan insanlar, siyasi diplomatlar, büyükbaş yöneticiler.
Burada şahıs ne olursa olsun ya da kimliği, statüsü , nerede yaşadığı ...birçok örnek çoğaltabiliriz önce insan olsun..İnsanı değerler olsun , vicdan olsun , içinde kendi adaleti olsun , kendini yargılayabilsin .

Ahlak kuralları ya da toplumda bu denli olayların az görünmesinin sebebi insanın kendi içerisinden vicdanen ya da maneviyat anlamında korktuğu değil hukuk sisteminin onu cezalandıracağından korktuğu için suç işlememektedir . Bu konu da sizinle her türlü tartışırım.

 Müslüman bir ülkeyiz inancımız gereği uymamız gereken kurallar var. Bu kurallara uyup uymamak hepimizin vicdanına kalmış bir olay. İnancı olan bir insansanız bazı şeyleri Allah'a havale etmekten başka çözüm yoktur bazen. Bunun üzerine aslında konuşacak o kadar şey var ki .. Bazen susmak ve Allah'a havale etmek en iyisi...





5 Şubat 2015 Perşembe

HUZURSUZ OLANLAR İÇİN OKUMAK BİLE İYİ GELİYOR..

01. Ufak şeyleri dert etmeyin.
02. Kusursuz olamayacağınızı kabullenin.
03. Rahat ve ılımlı insanların çok başarılı olamayacakları düşüncesini bir yana bırakın.
04. Olumlu ve olumsuz düşünce kartopunun çığ gibi büyüme etkisini göz önüne alın.
05. Sevgi kapasitenizi geliştirin.
06. Unutmayın: Öldüğünüz zaman yapılacak işler listeniz hâlâ dolu olacaktır.
07. Kimsenin sözünü kesmeyin, cümlesini siz bitirmeyin.
08. Birisine bir iyilik yapın ve kimseye bundan bahsetmeyin.
09. Bırakın ilgiyi başkaları toplasın.
10. İçinde bulunduğunuz ânı yaşamayı öğrenin.
11. Sizden başka herkesin bilgili olduğunu düşünün.
12. Sabır geliştirme egzersizleri yapın.
13. Sevgi elini önce siz uzatın.
14. Kendinize sorun: Bir yıl sonra bunun bir önemi olacak mı?
15. Gerçeği kabul edin: Hayat âdil değildir.
16. Arada sırada canınızın sıkılması yararlıdır: Bırakın canınız sıkılsın.
17. Strese dayanma gücünüzü azaltın.
18. Haftada bir kez yürekten gelen bir mektup yazın.
19. Sık tekrar edin: Hayat acil bir durum değildir.
20. Zihninizde özel bir bölüm açın.
21. Her gün bir dakikanızı, minnettar olduğunuz birini düşünmek için harcayın.
22. Tanımadığınız insanların gözlerine bakın ve gülümseyerek merhaba deyin.
23. Her gün kendinize biraz sessiz zaman ayırın.
24. Yaşamınızdaki insanları minik çocuklar ve yüz yaşında ihtiyarlar olarak düşünün.
25. Önce karşınızdaki kişiyi anlamayı hedefleyin.
26. Daha iyi bir dinleyici olun.
27. Savaşlarınızı akıllıca seçin.
28. Çöpü çıkarma sırasının kimde olduğunu hatırlamıyorsanız gidip siz çıkarın.
29. Eleştirme isteğinizi bastırın.
30. Daha ılımlı bir sürücü olun.
31. Unutmayın: İnsanı edindiği huylar oluşturur.
32. Bilmemenin verdiği rahatlığı duyun.
33. İpin ucunu biraz bırakın.
34. Bir bitki yetiştirin.
35. Yoga (ya da jimnastiğe) başlayın.
36. Erken kalkmaya alışın.
37. En inatla savunduğunuz beş iddianızı sıralayın ve bu konularda yumuşamaya çalışın.
38. Planlarınızda esnek olun.
39. Konuşmadan önce derin bir soluk alın.
40. Suçluluğu değil masumiyeti görmeye çalışın.
41. Sırf gırgır olsun diye, size yöneltilen eleştiriyi kabul edin. Göreceksiniz canınız yanmayacak.
42. Kendi görüşlerinizden tamamen farklı makale ve kitaplar okuyun ve bir şeyler öğrenmeye çalışın.
43. Zihninizi sessizleştirin.
44. Birisi size topu atarsa, bunu tutmak zorunda değilsiniz.
45. Olumsuz düşüncelerinize yüz vermemeye çalışın.
46. Öfkeniz kabarmaya başladığı zaman ona kadar sayın.
47. Sorunlarınızı öğretmeniniz olarak görün.
48. Biraz yüzünüz gülsün.
49. Bu da geçer.
50. Gevşeyin!
51. Bugününüzü son gününüzmüş gibi yaşayın. Öyle olabilir.
52. İç dünyanız için zaman ayırın.
53. Olağan şeylerdeki olağanüstülüğü arayın.
54. Kendi işinize bakın, kendinizi başkasının yerine koymayın.
55. Hayatı olduğu gibi kabul edin.
56. Yüreğinizin sezgisine güvenin.
57. Bırakın çoğu zaman başkaları haklı olsun.
58. Daha sabırlı olun.
59. Kendi cenazenize katıldığınızı farz edin.
60. Önce karşınızdaki kişiyi anlamayı hedefleyin.
61. Ruh durumunuzu dikkate alın: Moralinizin bozuk olduğu zamanlar sizi yanıltmasın.
62. Hayat bir sınavdır. Altı üstü bir sınav.
63. Herkesin onayını alamayacağınızı unutmayın. Övgü ve yergi aynı şeydir.
64. Rasgele iyilikler yapın.
65. Bir davranışın ardındakini görmeye çalışın.
66. Gönlü bol olmayı haklı olmaya yeğleyin.
67. Bugün üç kişiye onları ne çok sevdiğinizi söyleyin.
68. Alçak gönüllü olmaya çalışın.
69. Kışa hazırlık (eksikleri gedikleri kapatma) telaşından kaçının.
70. Her gün birkaç dakikanızı sevecek birini düşünmeye ayırın.
71. Antropolog olun: Ön yargınızdan uzak, başka insanların yaşam ve davranış tercihlerini inceleyin.
72. Herkesin farklı olabileceği gerçeğini anlayın ve saygı gösterin.
73. Kendinize bir kamusal yardım konusu seçin.
74. Her gün en az bir kişiye beğendiğiniz bir özelliğini söyleyin.
75. Sınırlarınızı öne sürmeyin, yoksa sınırlı olursunuz.
76. Gördüğünüz her şeyde tanrının parmak izi vardır.
77. Başkalarının fikirlerinde biraz olsun doğruluk payı arayın.
78. Bardağın (ve başka her şeyin de) kırılmış olduğunu varsayın:
Her şeyin bir başlangıcı ve bir sonu vardır.
79. Bu ifadeyi iyi anlayın: Nereye giderseniz siz oradasınız.
80. Kendinizi iyi hissettiğiniz zaman şükredin, kötü hissettiğiniz zaman ılımlı olun.
81. Postayla evlat edinin. Bir vakıf yoluyla bir çocuğa yardım edin
82. Yaşamı melodram olarak görmeyin.
83. Aynı anda birkaç şey yapmaya kalkmayın.
84. Fırtınanın Gözü nde (karmaşanın ortasındaki sükûnet noktasında) bulunmaya çalışın.
85. Sahip olmak istediğiniz şeyleri değil, elde etmiş olduklarınızı düşünün.
86. Dostlarınızdan ve ailenizden bir şeyler öğrenmeye açık olun.
87. Bulunduğunuz konumdan mutlu olmaya bakın.
88. Hizmet vermeyi yaşamınızın değişmez bir parçası haline getirin.
89. Bir iyilik yapın ve karşılığını ne isteyin, ne de bekleyin.
90. Varlığınızı bir bütün olarak kabullenin.
91. Başkalarını suçlamayı bırakın.
92. Yardım etmeye çalışırken önceliğinizi küçük şeylere verin.
93. Unutmayın: Bundan yüz yıl sonra dünyada bambaşka insanlar olacak.
94. Sorunlarınıza olan bakışınızı değiştirin.
95. Bir tartışmaya girecek olursanız, kendi görüşünüzü savunmadan önce karşı tarafın savını anlamaya çalışın.
96. Anlamlı başarı nın tanımını bir kez daha yapın.
97. Duygularınıza kulak verin; size bir şey söylemeye çalışıyorlar.
98. Yaşamınızı sevgiyle doldurun.
99. Kendi düşüncelerinizin gücünü bilin.
100. Daha fazlası daha iyidir diye düşünmekten vazgeçin..

23 Ocak 2015 Cuma

AŞK MI ŞEHVET Mİ ?

Çocuk gibi seviniyorsam , kalbim hızlı hızlı atıyorsa bu aşk mı oluyor yoksa..zor olduğunu düşündüğün birinin ilgisini üstüne çekmek mi ya da sadece şehvet duygusu mu bilemedim..

Az önce dışarı çıkıp gözlerimi kapattım ve sadece havanın ılıklığını içime çektim ve hiç bir şey düşünmedim..
Sonra aklımdan geçenleri buraya yazamayacak kadar arzu dolu bir hayal kurdum..
Bunun içinde şehvet vardı..bir de şehvete dönüşen duygular..
Hangisi daha ağırdı kestiremedim sadece o anı gerçekten yaşarsam ayırt edebilirdim..


En fazla ne olabilirdi ki red edilme korkusu mu ,  özgüvenin altında ezilmek mi ya da bununla yaşayıp hep yüz yüze gelmek mi hangisi yine bilemedim..

Yine bazen düşünüyorum da bütün olay tek bir insanın üzerinde odaklana bilmekte..
Hissetmek istenilince oluşabilen bir şey değil ancak bazende öyle ben bunu kendi üstümde deneyimledim ...

Ne yani şimdi olacak iş mi derseniz evet olacak iş değil ama olabiliyor da..

21 Ocak 2015 Çarşamba

YAPIDAN SIKINTILIYIZ..

Şu sıralar her sabah bindiğim otobüste yaşanan tatsız olaylara şahit oluyorum.
İnsanların bir birine çılgınca hakaret etmelerine ,
Bu İstanbul'un çivisi çıkmış yemin ederim .
Acaba ne zaman gideceğim bu şehirden iple çekiyorum resmen.

Dün sabah bir kadın biraz agresif tavırla söylenerek girdi içeriye , sonra kendi kendine söylendi '' şuraya 5 kişi daha sığar sabah sabah insanlar işe gidiyor yahuu '' şeklinde yanında ki kadına bakarak..
Bu lafın üzerine bir karı ve koca kendi aralarında konuşurken galiba bunun hakkında ruh hastası felan demişler..
Kadın bunu duymuş  ya  da hayal ürünü bilemem artık ama '' sizsiniz ruh hastası sabah sabah ne konuşuyor sunuz arkamdan ayıptır..''
Adamda '' sen cidden ruh hastasısın manyak mısın ''

Sonra hakaretler havada uçuyor gerizekalı aptal sesini yükseltme, el kol hareketi yapma , terbiyesiz , hadsiz , münasebetsiz.......

En son adam '' Sen galiba evde kalmışsın o yüzden bu tavırların tatminkarsızlığın  '' demesin mi ben şok..
Adam kadından terbiyesiz çıktı..
O an müdahale edecektim kadın beddualar ederek otobüsten indi..
En komik olanda etrafında herkesin müdahale etmemesi ve kadının oracıkta ezilmelerini gülerek seyretmesi oldu..Tabi ki kadınında suçu yok değil var ancak yine de bu hareketi hakketmiyor hiç kimse ..ayrıca kimsenin haddine değil başkasına laf söylemek ..herkes kendi hayatına baksın..değil mi yani...haksız mıyım ?
Ben çok arkadaydım aslında yoksa dahil olacaktım..ya neyse

Bu ne insanı değerlere yakışır ne de insan vicdanına..Ne gerek var şuracıkta yaşıyoruz ölüp gideceğiz..Tuhaflar cidden tuhaf..

Ben artık bu illet pislik insanlarla aynı ortamda bile solumak istemiyorum ancak buna o kadar mecbur tutan kapitalist bir ülke de yaşıyoruz ki..tek kurtuluş illegal yaşamak sanırım..
Neyse ben yine gerildim bari gidip biraz aşk kokusu alıp geleyim :D
Yani terasa çıkayım :P

İyi akşamlar diliyorum hepinize...


14 Ocak 2015 Çarşamba

TAM DA BUGÜN..

Saatler gece yarısı ve ben tüm yorgunluğuma rağmen oturup yazma gereği duyuyorum sana..
İş ciddi boyutunu aştı..bu hastalık kanımda dolaşıyor artık....
Sensiz geçmesini istemediğim günler yaşıyorum habersizce..
Nereden çıktı ki şimdi diyorum kendime..bu duygulara kapatmışken tamamen apansızca..

Tüm duyguların hayatın aslında ne kadar basit kolay olduğunu savunan bir insanın cesaretinin nasıl kırıldığını izliyorum kendimde..

Heyecanlanıyorum biliyor musun ?
Belki de biliyorsun değil mi..sadece izlemek hoşuna gidiyor..

Tuhaf şekilde gözlerim dolabiliyor...
Gözlerimi kapattığımda nefesim kesilecekmiş gibi oluyor geceleri..

Dram müzikleri dinleyerek sanki imkanlı imkansıza yürüyormuşum gibi geliyor..
Ya da hiç bitmeyecek bir yolda yürüyormuşcasına
Ben aslında sana koşuyorum...dinlenmeden nefes nefese kalıyorum..
Sonra pes ediyorum yine koşuyorum yine pes ediyorum..
Sonuç sadece tekrarlamak dışına çıkmıyor..

Belki de acele ediyorum..ama kestiremiyorum sonunu bu beni daha çok cezbediyor..

Gülüşünle bile içimdeki volkan dağlarından fışkıran lavlar saçılıyor etrafa..
Sahi seni öpmek nasıl bir duygu ..o nefesinin sıcaklığını hissetmek..
Ahh sarhoş olacakmışım gibi hissediyorum..
Ben bu sarhoşluktan ayılmak istemiyormuşcasına uyumaya gidiyorum..
Bensiz geçmesini istemediğin geceler vaad ediyorum sana..
İyi geceler..


10 Ocak 2015 Cumartesi

TARİFSİZ DUYGULAR.

Şuan bir bilsen sana nasıl mesaj atmak geliyor içimden..sadece bakıyorum en son hangi saatte girdiğine tekrar çıkıyorum..cesaret edemiyorum ellerim geri kaçıyor ardına...

Her şey daha çok yeni çok taze sadece seni düşünüyor..sana odaklanıyorum..
Yanında olmak istiyorum..biraz kollarında uyumak ..biraz kokunu içine çekmek..saçlarımla oynamanı..beni öpmeni istiyorum...
Buna cesaret edemiyor ve çaresizce senden gelecek olan bir ışığı bekliyorum..

Günler geçiyor ardı ardına saatlere bakıp gelmeni umut ediyorum..Seninle geçirdiğim aynı hava da bile nefes alamıyorum..saçmalıyorum seninle konuşurken..aptalca sırıtıyorum hatta..

Bu heyecan mı yoksa uzun zamandır beklediğim gerçek aşkmı kestiremiyorum..
Sadece bekliyorum..
Biraz buruk biraz umutlu ...


8 Ocak 2015 Perşembe

TATİLLER HİÇ BİTMESİN

Merhaba Arkadaşlar ,
Muhteşem tatilin bitişi ve İstanbul'a gelişimin 96.saatinde bulunmaktayım . Maalesef çok çok hızlı geçti günler ve hemencecik işe başladım. Bu tatilim yazınki kadar bıcır bıcır geçmese de karmakarışık duygulardan arınıp 37 maddeden oluşan ve bu yıl için güzel hedefler belirleyen duygularla dolup taşıp geldim.


Tatilimin 3.günü eski anılarla yüzleşme ardından depresyona girecektim ki uyandım ve ben napıyorum lan dedim. Çünkü bunu demeseydim kabuk bağlayan yaralarım tekrardan kanayacak kuruyacak tekrardan acı çekecektim . Hemde tek taraflı . Bu pislik huyumdur ben çekiyorsam karşımda ki de çekecek.. :) Her neyse bunu en iyi atlatmanın yolu 2+1 evin tamamen pas parlak temizleyerek kendime muhteşem yemekler yaparak ve son ses müzik açarak geçirdim ve de iyi geldi.



Aslında eski oyuncağının yeni sahibinden tekrar almak istemek hatta almak değil ortak olmak istemek gibi kaos savaş veren kendi içinde boğulan nefes alamayan saçma sapan bir duruma girdim.
Oysa ki  ne niyetlerle gitmiştim ...

Hani bir önceki yazımda  gerçekleri kabullenip geleceğimi söylemiştim size. Öyle de yaptım . Hani bir kitabı okumaya başlarsınız sonra sıkıcı gelir ya da herhangi bir nedenden sonunu getiremezsiniz ya..benim hayatımda da böyle bir kitap vardı..belli belirsiz..bu ne aşk ne acı ne de alışkanlık..adına tabir koyamıyorum.Çünkü bende bilemiyordum ne olduğunu. Bilemiyordum diyorum çünkü artık o kitap bitti.

Her şeyde bir hayır vardır ,, her insan hayatımıza boşuna girmez , her şeyin bir sebebi vardır. Kimize kararlar aldırır , kimimize hayatı sorgulatır.Bazen çılgınızdır bazen ise somurtgan uslu...

Ben bunların hepsi yaşadım . Olgunum diyecek kadar büyümedim ya da kabullenemedim.
Bir insan nedenini bilmeden kendini neden kaderin ellerine bırakır a dostlar....




Bazen düşünmemek için çok çalıştığımı düşünüyorum. Bu şekilde yorgun olup biçare eve atıyorsun kendini..oysa ki etrafı seyrederek gitmek gerek...Gökyüzünün maviliğini ..yol kenarında biten çiçeğin pempeliğini..tramvayın sesini ..vapurun kornasını duymak gerek...


Hayat olduğu yerden akıp gidiyor.Bazen kader bazen seçimlerle..
Yeni seçimimi bir sonraki yazımda anlatacağım şimdilik iyi akşamlar diler mesai saatimi bitiririm...

26 Aralık 2014 Cuma

YAŞASIN YILLIK İZİNLER

Merhaba Arkadaşlar,

Mesai saatimin son dakikalarında içinde olduğumu yarın sabah erkenden İstanbul'dan uçacağımı belirtmek isterim.Bunun için çok çok mutluyum. Yazın bir tatil yaptık ama gerçekten yoğun geçen günlerin ardından çok yoruldum .




Bu güzel tatilimi hem yeni yıla girerken hemde özlediğim arkadaşlarımla hasret giderirken geçireceğim. Siz burada üşürken ben güneş gözlüğümü takıp sahil kenarında yürüyüş yapıp dinleneceğim. Öğlene kadar uyuyup saatlerce kahvaltı yapacağım . Akşamları içip içip eğlenecek dans etmeyi de ihmal etmeyeceğim. Ayrıca küçük küçük ilçelere gidip anılarımı tazeleyip bazı gerçekleri kabullenip geri döneceğim. Şimdilik yazacakları bu kadar dönüşte görüşmek üzere kendinize iyi bakın. 

25 Aralık 2014 Perşembe

İŞ MESELELERİ

Bir insan hiç mi fırsat bulamaz dinlenmeye , okumaya , yazmaya ....
Yok yani o kadar yoğun tempoda çalışıyorum ki bundan artık yoruldum ve hayıflanıyorum. Kendimi eve zor atıyorum.Havalarda soğuk zaten tek düze yaşamak sıkıcı hale geldi sanırım .



Evet işimi severek yapıyorum ama bir noktada birlikte çalıştığımız insanların enerjileri de önemli ve ben iş yükümü azaltan enerjimi yükselten bir iş ortağı arkadaş ile çalışmıyorum . Haftada fix 1 gün hastalanan 5 ci haftası 4 kez izin alan mesai saatinden 3 kez erken çıkan çok konuşan ve anlamamazlıktan gelen birisiyle çalışıyorum. Siz olsaydınız böyle biriyle çalışmak ister miydiniz ?

Bende istemiyorum ancak bir noktada acıyorum ve vicdan yapıp gidip kimselerle konuşmuyorum. Alıyorum karşıma bu böyle şu şöyle yapılır diye. Ama eğer bunu anlamamazlıktan gelmek uyanıklıksa ya da öyle olduğu sanılıyorsa kimse kusura bakmasın profosyönel olmak zorunda kalıcağım. İş hayatı böyle şeylerin sadece bir kısımda tolere edebilir ama bir iş yapıyorsan kurallarına uygun yapmak zorundasındır. Lakin vicdanınız kimsenin işiyle oynamak gibi bir mesele yapıyorsa ve bu sizi artık yıpratmaya da başlamışsa orada durulması gerekiyor. 


Sanırım artık bazı şeyleri tükettik ve sonuna geldik ben yapılması gereken her şeyi yaptığımı düşünerek herkesin kendi hayatında ki rolünü belirlediğini belirtmek isterim . 



Belli bir noktaya gelmek kariyeriniz için uğraşmak kimsenin ağız kokusu çekmek değildir.Bir işi ne kadar düzgün ve hakkını vererek yaparsan iyi yerlere de ulaşırsın. Saygınında alasını görürsün. 

Şimdilik herkese iş hayatında başarılar diliyorum . 

Özlüyorum, farkındayım. Ama geri gelsin istiyor muyum? Bilmiyorum. Sesini duymak istiyorum ama arasa cevap verebilecek miyim, bilmiyorum. Ko...