28 Ekim 2014 Salı

MUTLULUĞUN RESMİNİ ÇİZEBİLİR MİSİN ?

Bir önceki yazımda şükretmekle ilgili bir yazı paylaşmıştım. Araştırmalarım arasında güzel bir yazı buldum ve sizinle de paylaşmak istedim.

Şu hayatta şükretmemize sebep olacak o kadar çok şey var ki aslında! Sadece nefes almak bile bizim doğuştan şanslı olduğumuzun ispatı değil mi?





Ünlü şair Nazım Hikmet, Paris'te ressam arkadaşı Abidin Dino ile yaptığı bir dost sohbetinde, "Bana mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?" diye sorar. Can dostu beklenmeyeni yapar ve bir şiirle cevap verir ona. Son cümlesi şöyle özetler hislerini: "Buna ne tuval yeterdi, ne boya...''




Hayatınızın, kişiliğinizin ve var olduğunuzun farkına varın: Otomatik pilotta gibi yaşamak yerine kendi için düşünen, isteyen, başaran, üreten, gelişen bir birey olmanın mümkün olduğunu unutmayın.
• Öncelikle ne istediğinize karar verin: “Ben ne istiyorum, hayattan ve kendimden neler bekliyorum?“ diye sorun. Hatta bir liste yapın.
• Tüm bunları neden istediğinizi düşünün: Elde ettiğinizde hayatınızda neler değişecek? Bunları bilmek tüm zorlukları göğüslerken sizi motive edecektir.

• Beklentilerinizin ne kadar gerçekçi olduğunu değerlendirin: Maddi-manevi kaynaklarınızla ve atacağınız yeni adımlarla ulaşabileceğiniz gerçekçi hedefler seçmek hayal kırıklıklarını önleyecektir. Adımlarınızı yavaş ama kararlı atın. Aceleci biçimde on basamağı birden çıkmak neredeyse imkansızdır.
• Hedefe ulaşmanızı engelleyen faktörleri listeleyin: Önünüze çıkabilecek engeller, riskler, tercihler konusunda bir liste oluşturun.
• Bu engelleri aşmanın yollarını üretin: Aşabileceğiniz engeller için çözüm yolları, aşamayacaklarınız için ise farklı seçenekler üretin.
• İç engellerinizi kaldırın: Daha önceki deneyimleriniz başarısızlıkla sonuçlandıysa, bu yukarıdaki maddelerden birindeki soruna bağlı olabilir. Başarısız olduğunuz için depresyona girmek yerine, yeni yollar deneyerek başarılı olabileceğiniz konusunda kendinizi motive edin.
• Şimdiye kadar size bir şeyi başaramayacağınızı hissettiren herkesi unutun: Eskiden kimse televizyonun icat edileceğine inanmıyordu. Mucitler “Yapamazsın” diyenleri dinleselerdi, gerçekten haklı olurlardı.

Özlüyorum, farkındayım. Ama geri gelsin istiyor muyum? Bilmiyorum. Sesini duymak istiyorum ama arasa cevap verebilecek miyim, bilmiyorum. Ko...